"Korkunç bir düşmanım var, dedi bana. Bak, nerede olsa benim kadar kuvvetli, benim kadar dikkatli, benim kadar canlı, kendini gösteriyor. Durmadan beni gözetliyor; şöyle bir toparlanayım desem hemen karşıma dikiliyor. Gözüme uyku girmez oldu; ama onun da uyuduğu yok. Benim kadar sakin, benim kadar azimli. Hücum etmesini beklemiyorum ama, artık benim de tahammülüm kalmadı; ona bu üstünlüğü bırakmayacağım; kolumu kaldırıyorum; bak, tam zamanıymış, o da kolunu kaldırdı. Öyle zannediyorum ki, ben ne düşünsem, o da, aynı zamanda aynı şeyi düşünüyor. Benden korkuyor, bunu açıkça görüyorum; korkunun ne olduğunu bildiğim için de, benden nefret ettiğini anlıyorum. Kendimi müdafa etmek için tasarladığım herşeyi o da tasarlıyor; yayılmak, açılmak istedim mi, bu da kendimi korumam için bir çaredir, o da aynı şeyi yapmak istiyor. Bir benzerim olduğunu biliyordum zaten; ama kavgalı olduğumuzdan beri bunu daha iyi hissediyorum. İnsanoğlu benzerini sevebilir mi? Ondan korkmak , çekinmek daha akıllı uslu bir hareket olmaz mı? Beni çeken herşey onu da çekmez mi? Vaktiyle bana, aynı şeyleri düşünenler arasında anlaşma olduğunu söylemişlerdi. Ama düşüncelerimiz eğer isteklerimizse, daha doğrusu ihtiyaçlarımızsa, aynı şeyleri düşündüğümüz takdirde ortaya bir kavga mevzuu çıkmaz mı? Ey, düşman kardeşim, bana acı hakikatler öğrettin. Şu anda bile onları teyit ediyorsun. Takındığın tavırdan, duruşundan, bıkkınlık gösteren hareketlerinden, evet, hem bıkkınlık gösteren, hem tehdit eden hareketlerinden, bunun böyle olduğunu anlıyorum. Elveda kardeşlik."
İnsanoğlu, yine insanoğlunu göstererek bana bunları söyledi. "Ama, dedim ona, bu senin gölgen."
Mayıs, 1927
Alain
*'Söyleşiler' in I. cildinden.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder