"...Hipodromların hıncahınç dolu oldukları günleri hatırlıyorum, omuz omuza, kıç kıça, ter içinde, bağıranlar, gişelere koşanlar. İyi zamanlardı. Şanslıysan barda bir hatun araklardın ve o gece dairende içki içer, kahkahalarla gülerdiniz. O günlerin (ve gecelerin) hiç bitmeyeceğini sanmıştık. Hem neden bitmek zorundalar? Otoparkta barbut, yumruklaşmalar, kabadayılık, ihtişam, elektrik. Yahu, hayat güzeldi. Eğlenceliydi. Erkekler erkekti. Sıkıysa yan bak. Ve açıkça söylemek gerekirse, iyi bir duyguydu. Alkol ve yatak muhabbetleri, ve barlar, dolu barlar. Televizyon yok. Sarhoşluktan içeri alınırsan bir gece tutarlar, ayıltıp yollarlardı. İşlerden kovulur, yeni işler bulurdun. Bir yerde uzun takılmak hesapta yoktu. Ne günlerdi. Ne hayattı. Akıl almaz şeyler olurdu sürekli, ardından da daha akıl almaz şeyler. Buharlaştı gitti her şey. Güneşli bir akşam üstünde bir numaralı hipodromda 7000 kişi. Bar boş. Ellerinde havlu ile bekleyen barmen sadece. Nerede bu insanlar? Her zamankinden çok insan var ama neredeler? Köşe başlarında dikiliyor, evlerinde oturuyorlar. Bush kolay bir savaş kazandığı için tekrar seçilebilir. Ama ekonominin içine etti. Bankanızın yarın açılacağından emin olamıyorsunuz. İç karartmak değil amacım. 1930'da herkes nerede durduğunu biliyordu hiç olmazsa. Şimdi aynalar evindeyiz. Kimse ekonominin neden çökmediğini bilmiyor. Kimin için çalıştığını da. Çalışıyorlarsa. Lanet olsun, konuyu değiştirmekte yarar var. Benden başka hal ve gidişattan şikayet eden yok. Varsa bile kimsenin duyamayacağı bir yerdeler. Ve ben oturmuş şiir yazıyorum, roman yazıyorum. Elimde değil. Başka bir şey yapamıyorum. Altmış yaşıma dek yoksul yaşadım. Şimdi de ne zenginim, ne de yoksul. Hipodromda satıcıları, parkçıları, büro ve temizlik elemanlarını işten çıkarıyorlar. İkramiyeler azalacak. Hipodrom küçülecek. Cokey sayısı azalacak. Kahkahalar da. Kapitalizm komünizmi yedi. Şimdi de kendini yiyor. İki bine yaklaşıyoruz. Ben gitmiş olurum. Kitaplarım kalır yadigar. Hipodromda 7000 kişi. İnanamıyorum. Siera Madres'lar ağlıyor sisin içinde. Atlar artık koşmadıklarında gök tepemize inecek, dümdüz, geniş, masif. Yerle bir olacağız. Dokuzuncu ayağı camgöz götürdü. Tek yazmıştım..."
Charles Bukowski
*Kaptan Yemeğe Çıktı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder